Bunlardan ilk sırayı "sigorta uzmanlığı" alıyor.
Sonra sırasıyla; yazılım mühendisliği, bilgisayar sistem analistliği, biyologluk, tarihçilik, matematikçilik, avukatlık diye devam ediyor.
Bence hepsi hikaye. Son yılların en revaçta mesleği " aktarlık" .
Hangi kanalı açsak şifacılar, otların faydalarını anlatıyor.
Enginar suyu karaciğere iyi gelir, kekik yağı sinüzite iyi gelir, yeşil çayın faydaları saymakla bitmez, vs.
İzler izlemez aktarlara koşup biraz şu ottan biraz bu ottan alıyoruz.
Tıptan faydalanıyoruz evette biraz da alternatif tıptan faydalanalım nolur yani. İlaçlar da bitkilerden yapılıyor zaten. Hem eskiler bu otlarla şifa bulurmuş.
Aslında bu programları izleye izleye neredeyse hepimiz birer aktar dükkanı açacak hale geldik.
Bir de konu komşuya reçete yazar olduk. Şuranmı ağrıyo şu ottan bıraz kaynat 5 dakika demlendir sonra iç çok iyi geliyo.
Bir de bunların güzellik için olanları var. Akşamdan armut suyunu yüzüne sür sabah kalktığında cildin pasparlak olacak lekeler gidecek. Sabah kalkıyosun aynaya bakıyosun... hüsran... herşey akşam bıraktığın gibi.
Beğenmediğimden değil. Ben de inanıyorum şifalı bitkilerin gücüne. Ama böyle anlatıldığı gibi mucizeler yaratmıyorlar malesef. Ya doğru anlatılmıyo, ya biz anlayıp uygulayamıyoruz ya da çok abartıyorlar ki bence üçüncüsü.
Ama dediğim gibi artık mimarlık, mühendislik, doktorluk değil. Aktarlık revaçta. Yakında fakültesi bile açılır hiç şaşırmam.
Buna gerekte yok aslında. Üniversite okuyamamışsanız, bir mesleğiniz yoksa, elinizde biraz da sermaye varsa ne iş yapıcam diye düşünmeyin. İşte alın size gül gibi iş. Müşterisi de hazır hem...
Ayşen Yardım
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder